Bir kıza ya da erkeğin, sevgilisine güzel, cana yakın, sevimli görünmesi için özel bir muska düzenlenir, özel bir dua okunur. Bu dua, Kur’andan alınmış birkaç ayetle pekiştirilir. Gerçekte dua denince, Tanrıya yalvarırken okunan Kur’an ayetleri anlaşılır. Gerek duanın okunuşu, gerekse muskanın yazdırılması gizli olur. Cinci ile muskayı yaptırandan başkasının olayı bilmesi, istenen sonuca varmayı engeller.
Cinciye bir Cuma öğlesinde, namazdan sonra, gizlice gidilir, ya biraz tuz yada tohumluk arpa götürülür. Cinci, onu dinler, ikisinin de burçlarına, yıldızlarına bakar. Sonra, gelen tuz yada arpaları okuyup üfler, getirenin başına serper, üç rekat namaz kılar, yalnız cinlere selam verir, iyilikler, mutluluklar diler. Kur’andan ‘’cin’’ suresini okur. Üzerinede yedi ‘’sin’’ yedi ‘’nun’’ dokuz ‘’lam’’ üç ‘’sat’’ bir ‘’hu’’ bulunan bir muska düzenler, yedi kat muşambaya sarar, kendisine başvuranın boynuna asar. Muska dıştan bakınca görünmez. Muskayı boynuna asan kimse her gün, akşam namazına doğru, bir yolunu bularak sevgilisine uzaktan görünüp geçer, ona bakmaz, onunla konuşmaz. Bu işlem bir hafta sürer. Bir hafta sonunda cinciye yeniden gidilir. Cinci Türkçesi aşağıda olan ayetleri Arapça olarak okur, dört yana üfler, sonra bir kağıda yazar, suda ezer, suyu gelene içirir. Bu olaydan sonra arada bir küçük kırgınlıkta olsa geçer, istek yerine gelirmiş. Okunan ayetler şunlardır.
‘’Göklerin, bir de yeryüzünün yaratılışında, geceyle gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı nesnelerle yüklü gemilerin denizde gidişinde, Tanrının gökten yağmur indirip kurumuş topraklara dirilik vererek üzerlerinde türlü türlü hayvanları gezdirişinde, yelleri estirişinde, buyruğundaki bulutların yerle gök arasında duruşunda aklı bütün bir toplum için ne kanıtlar vardır.’’ (Bakara, 159)